25 yaşında bir delilik yapıp anne olmaya karar verip bu yolda emin adımlarla ilerleyen ve kendisi g

SADECE YAZMAK GELDİYSE İÇİMDEN,HAFTANIN BLOGU

Günaydın;

Haftanın ortası oldugundan yazıma haftanın blogu ile başlamak istedim. Bu hafta sizler için seçtiğim blog 

elfony

İlk blog zamanlarımda yazılarını,yaşadıklarını,fotoğraflarını,acısını ve yeniden kazandığını anlatırken görmüştüm.Çok acı bir olay yüzünden tanıştım bloguyla.Bir daha bırakamadım.Bir bakın derim.

Bende durumlar gerektiği gib.''İç güveysinden hallice'' misali. İş,yorgunluk,ev,çocuk derken gidiyor.Tek eksiğim havalardanmıdır kitap okuyamıyorum.Kitap demişken bir etkinlik kol geziyor.Tanımadığımız birisine kitap gönderiyormuşuz. Çok güzel değil mi? Hemen katıldım.Aslında bizler de yapabiliriz. Ne dersiniz?


Tipini yediğim veledim herzaman ki gibi bi şekiller peşinde :)
Sabahları uyanıyor bazen.İşe gitmeden yakalıyor beni.Öyle güzel sarılışı,uyku mahmurluğu var ki kokusunu içime çekip çıkıyorum.Canım oğlum!


Dostla münakaşa dostluğu azaltır, düşmanla münakaşa düşmanlığı arttırır.

Bu aralar bir değinmek istedim.Aslında uzun süredir aklımdaydı ya zamanı değilmiş yada içimden geçenler eksikmiş. Hazır anlamlı bir ''Hayat Düsturu'' okuyunca paylaşmak istedim.
Ne gariptir ki ben artık sağlam dostluklarında şansızlarından olduğumuzu düşünüyorum.Oda eskidenmiş.Biz o nesilden değilmişiz.Şimdi okuyanlar diyecektir; benim öyle değil,şanslıyım çok iyi dostlarım var diye. Ne mutlu size! Dilerim dostlarınız sizi yanıltmaz!Beni yanıltan o kadar çok kişi oldu ki. Acaba diyorum ben mi iyi secemiyorum yada çokmu taviz veriyorum.Ama güzel de bir huyum var.Tek kalemde silebilmem...
Hayat o kadar garip ki insanlar etrafında olan kişilerin varlığına çok fazla güvenmemeli.Elbet birgün kancalarını farklı şekilde çevirirler. Neyse en iyi dost ailedir der sitemimi noktalarım.Dilerim hayat ailemden ve bir kaç dostumdan başkalarının ne iyiliğini ne kötülüğünü nasip etmez bana...

Herkese keyifli okumalar,bol okumalı,müzikli,sağlıklı günler...
 



HAFTANIN BLOGU VE BİZDEN KALANLAR

Günaydınnnnnnnnnnnnnnnnn:

Herkes iyidir umarım( malum yaşadığımız huzursuz,ölüm ve acı dolu günler)

Bizde de durumlar pek iç açıcı değil. Hafta sonu güzelim İstanbul'da kuş uçmaz kervan geçmez mantığı oldu ya. Sınavlarım dolayısıyla çıkmak zorunda kaldığımda,insanların sadece mecburiyet için çıktıklarını görmek.... Çok acı! Nasıl bir yaşama dönüştü,insanlar nasıl bu kadar acımasız oldu? Sonumuz hayır olsun...

Bende durumlar yine yoğun ama keyifli. İş,yetişebildiğim kadar oğlum ve ev,yardım kampanyam devam ediyor. Heee gezme konusunda da es geçemem :)) (ruhum coşmayı seviyor,napim)

Kendime şimdiler de daha fazla inanmaya ve güvenmeye başladım.Yardım kampanyam bana çok büyük güç verdi. Artık herkese ulaşabiliyorum.Aslında çocuklar için tüm çabamdı ama onların ailelerine de ulaşmak varmış kısmet de. En büyük desteği yakın çevremden görüyorum derken, bana Antalyalardan,Çorludan uzanan eller olmaya başladı.Duyduğum en güzel cümle ise ''Allah sizden razı olsun'' benim için yeterli, Allah hepimizden razı olsun...
Sırada Şanlıurfa'da ailem var. Destek bekliyorlar. Eşyaları hazırlanmaya başladı. Hadi bakalım,kısmet bu ara o taraflardaymış...

Pendikten ailemiz için,ablası ve yeni doğacak kızımız için

Kaynarca ve yine Pendik eşyalarımız

ehhh kahvesiz olmaz değilmi

 Buda bizim puding surat :) Canı bebek olmak istemis. Bu aralar en büyük sıkıntımız ''büyümek istemiyorum'' Yalnız yapacağı işlemi bildiğinden,öncesinden gazeteleri sermeyi ihmal etmiyor velet :)
    

Bu haftanın blogu,keyifli takipler ve okumalar :)





GÜNAYDIN. HAFTANIN BLOGU VE MİM

Herkese Günaydın;

İnsanın içinden birşeyler yazmak dahi gelmediği günlerdeyiz. Ankara yaktı yüreğimizi yine :( 

Bu kadar acının sorumlusu ''Amacınız nedir? Değdi mi yaptıklarınıza?'' diyesim var... 

Hepimizin başı sağolsun. Dilerim artık acılar,yitirilenler son olur...

Yoğun bir haftaya başladım.Hafta sonu sınavlarım var. Bakalım kaç ders daha vereceğim. Artık mezun olmak istiyorum ben ya....

Kendime hafta ortası gününü ''haftanın blogu ve mim'' yapmayı tercih ettim.Hem blog okurlarımız çoğalıyor hemde birbirimizi daha iyi tanımış oluyoruz. Bu hafta yazılarından etkilendiğim;

                                                         nessinkelebekleri
Gelelim sorularımıza :)


  • İnsanlar niye mutlu değiller? Niye gözlerinin önündeki mutlulukları görmüyor ve şükretmesini bilmiyorlar?
  • Çok para harcayıp keşke almasaydım ya da harcamasaydım dediğin bir şey var mı?
  • En son izlediğin film, okuduğun kitap?
Şimdiden teşekkürler :)


Gelelim okuğum (hatta okuyamadığım) kitabıma. Aşkın İstilası Yol kitabını büyük bir heves ile aldım fakat 50. sayfasından sonra ''olmuyor sevda zorlama kapat'' dedim. Ya aşk olayları için tavsiyelere ihtiyacım kalmadı yada gerçekten kötü bir döneme geldi kitap.Şimdilik rafta. İhtiyacım oldugu an okunacak ama. Hiç sevmem kitaplığımda okunmamış kitap kalmamlı.Şimdi elimde ''Sofie'nin Dünyası'' var. Güzel gidiyor.Yorumları da iyi bir eserdi.

Eşimle Lucifer dizisini izliyoruz. Birinci bölümünü izleyip etkilenmiştik. Zaman girdi devam edelim artık dedik. Çok güzel bir dizi. Tavsiye ederim. 1. sezon 8. bölüm daha başlarındasınız.

Farkettiğim bir diğer konu ise oğlumun ''artık gerçekten büyüdü bu ya'' dedirten davranışları. O kadar bilinçli ki. Bu aralar yemek yeme sıkıntımız var. Babaannemiz falasıyla üzülüyor bu duruma. Aralarında ki gerginliği azaltmak için mücadele veriyorum. Oğlumla konuştuğumda ''siz büyükler eğlenceden hiç anlamıyorsunuz, sürekli büyümem için yemek yediriyorsunuz yapılacak daha eğlenceli şeyler var'' diyo. Napcaz. Kalakalıyorum karşısında :)))

İşlerim beni bekler sevgiyle kalın,keyifli okumalar...

BİR KİTAP,BİR FİLM

KADINLAR GÜNÜ
Merhabalar; Öncelikle şiddetsiz nice kadınlar günümüz olsun. Eşim'in son dakika çiçekleri günümü anlamlı kıldı.

BİR GÖNÜLE AŞK GİRİNCE...
Birbirimizle uzun süredir yalnız kalmadığımızı hissedip,bir fotoğraf çekilelim dedik.Farkettim de uzun süredir başbaşa fotoğrafımız yokmuş.Eksikliği hemen giderildi :)

BİTEN DOLU DOLU BİR KİTAP
bir kitap bu kadar mı güzel,akıcı ve yürekte bir şeyler bırakır.Sanırım bu yıl kitap hedefim fazlasıyla erkenden tamamlanacak.

EHH İŞTE BİR FİLM
Dün akşam eşim,kuzen ile birlikte sinemadaydık. Hadi dedim Osman Pazarlamayı izleyelim. Kabul ediyorum gözlerimden yaş gelecek kadar güldüğüm sahneleri oldu.Fakat tamamen ele alırsak ehh işte diyebileceğim bir filmdi.Hani bilet alınmadan tv düşene kadar beklenebilinir diye düşünüyorum. Neyse dün eşimi yakalamışken hemen ihtiyaçlarımı tamamladım. Flormar allığı,Madam Coco tepsimi hoppppp poşetime attım. :)

Herkese keyifli okumalar,iyi haftasonları diliyorum,sağlıkla ve sevgiyle kalın ;)

Bu aralar dilimden düşmeyen şarkımıda paylaştım mı ohhh değmeyin keyfime :)




İZLEDİĞİM EFSANE FİLM

Ünlü bilim adamı Stephen Hawking ‘in hayatını konu alan Her Şeyin Teorisi (Teory of Everything) 27 Şubat  2015’de gösterime girecek ilginç filmlerde biri. Film, modern bilim ve teknoloji tarihini değiştiren İngiliz fizikçi ve teorisyen Stephen Hawking’in hayatından bir kesiti ele alıyor. Odak noktası olarak Hawking’in 1965 ve 1991 yılları arasında evli kaldığı ilk eşi Jane Wilde ile olan ilişkini konu alan filmde, öğrencilik yıllarında başlayan ilişkilerine, birlikte bilim adına yaptıklarına ve hastalık teşhisiyle yaşadıkları sarsıntılara tanık olacağız. Filmin yönetmen koltuğunda ‘Man on Wire’, ‘Project Nim’ ve ‘Shadow Dancer’ filmlerinin Oscar ödüllü yönetmeni James Marsh bulunurken başrolleri Felicity Jones, Eddie Redmayne ve Emily Watson paylaşıyor. Stephen Hawking Kimdir ? Stephen Hawking 8 Ocak 1942’de Oxford İngiltere’de doğdu. Gençlik yıllarında bilim ve gökyüzü tutkusu haline geldi. 21 yaşına geldiğinde Cambridge Üniversitesi’nden Kozmoloji alanında eğitim görürken,  ALS (Amiyotropik Lateral Sklerosis) hastalığı teşhisi koyuldu. Bu ölümcül hastalığına rağmen fizik ve kozmoloji üzerine çığır açan bir çalışma ve herkesin erişebileceği kitaplar yazarak insanlığa yardım ediyor.

(
Gerçek Bilim alıntıdır)


MERHABALAR;

SERVİSTE OKUDUĞUM KİTAPLARIN DIŞINDA İZLEDİĞİM EFSANEVİ FİLMDİR KENDİSİ. İZLEMEYEN VARSA TAVSİYE EDERİM. EŞİMİN ISRARLARI İLE İZLEYİP KEYİF ALDIĞIM FİLM.

KADINLAR GÜNÜ (CAN DÜNDAR ŞEREFİNE) VE BİR BLOG GÜNÜ

Can DÜNDAR "Kadın Olmak"


              
Kadın Olmak!...


Bir kadın çocuktur aslında… Çocuk gibi davranmayı sever. Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini ister.Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak sevmeli erkek kadını… Ama hiç bir kadın çocuk muamelesi görmek istemez. Söylediği şeyler çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister.Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz; ama asla onu bir çocuk olarak görmeyeceksiniz..


Bir kadın güçlüdür aslında...


Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür. Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez. İster ki, erkeğin gücü kendisine huzur versin. Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile erkeğin yapmasını bekler. Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir. Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz. Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.


Bir kadın sevgidir aslında...


İçinde her zaman sevgiyi taşır. Sevdiklerinden kolay ayrılamaz. Sevdiklerini kolay kolay kıramaz. Zor sever; ama, tam sever. Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız. Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz. Ancak beyninde yer alamazsınız. Her an terk edilebilirsiniz. Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette Bunun tek nedeni ise engelleyemedikleri ”acımak" duygusudur.


Bir kadın yalnızdır aslında...


Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz. Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır. O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez. Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz. Yalnızlık onun sığınağıdır. O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir. Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız, onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.


Bir kadın çılgındır aslında...


Neler yapabileceğini erkek aklı hayal bile edemez. Üreticiliğinin sınırı yoktur ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler. Hoyratça harcamaz üreticiliğini. Sadece erkeğine saklar. Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir. Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor. Yemek yemek, su içmek bile. Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz? Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız ne yazık ki yaşamıyorsunuz!


............bir kadını ağlatırken çok dikkat edin..!!!


....... çünkü Allah gözyaşlarını sayar.....!!!!


kadın;erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından yaratılmadı..!!!


öyle olsaydı ezilirdi......!!! üstün olsun diye başından da yaratılmadı......!!


AMA GÖĞSÜNDEN YARATILDI......


Eşit olsun diye......


kolun biraz altında...


Korunsun diye...!!!


KALP HİZASINDA SEVİLSİN DİYE!!!

(ALINTI)

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN...


Gözde'nin Blog Günlüğü

Blogu takip edebilirsiniz :)

ENGİNAR MEVSİMİ

Günaydın;
Sonunda bir eser daha okunmuşlar rafına kalktı. Ama bende bıraktığı izler çok derin. Muhteşem bir kitap. Farklı hayatların sırları,batışları,çıkışları,aşkları ve birleşme noktaları...
İlk başladığımda bir gizem varsa o kitap bende hemen biter. okumak için an kollarım. Bu kitapta tam olarak öyleydi. Bir müddet sonra aynı yazarın Hasta Bakıcı eserini de okuyacağım. Şimdi araya bir çerez kitapçık alayım dedim. Bu arada hazır konu kitaplardan açılmışken ayıraç koleksiyonu oluşturmaya karar verdim. Çok güzeller ama ya :)





Buda benim tüm gün enerjilerimden birisi. Yasemin Hnm. Şefim. bir diğeri de Rukiye Hnm. 
Hani derler ya moralin mi bozuk,canın iş yapmak istemiyor mu? Yada motiveye mi ihtiyacın var?
Tam olarak deşarj olacağın cinsten. Ruhuma iyi gelen insanlar. İyi ki varsınız.

Şimdi bana kolay gelsin,sevgiyle kalın
Bloguma yeni katılanlar da hoşgeldinizzzzzz bloggggcannnnlaaarrrrrr :)



TAVSIYELER VE MIM

Iyi aksamlar blogcanlar;
Bu aksam sizlere deneyimlerimden sonra ki tavsiyelerimi anlatayim dedim. Ise basladigim icin artik kendim icin de birseyler yapmanin zamaninin geldigine karar verdim. Ilk olarak (ne kadar bugday tenli olsamda) solariuma girme karari aldim. Onun bronzlugunu seviyorum. Ozellikle bayanlarin regli donemlerinde karin ve bel agrisina birebir. Bu soguk gunlerde hem ideal hemde calisan bayanlar icin hafif makyajla gunu kurtaracaginiz birsey. Tavsiye ederim. Ikinci deneyimim kalici oje. Dun aksam yaptirdim. Ozellikle acik renk olmasinin sebebebi gunluk hayatta herseye uyum saglamasindadir. Ustune oje surebiliyorsunuz. Sildiginizde gitmiyor. 2 hafta omru var. Calisanlar icin ideal tavsiyelerimden.
Son olarakta son zamanlarda ogrendigim "mim olayi. Bende soyle bir kac kisiyi mimlemek istedim. Artik yanlisim varsa affola. Ogrenme asamasindayim malum.
Ilk olarak;


Hadi bakalim sanirim boyle oluyor. Sorularim da;
1. En son okuyup etkilendiğiniz kitap
2. En son izleyip keyif aldiginiz film
3. En sevdiginiz blog
4. Yapmaktan nefret ettiginiz ilk sey
5. "Keske" dediginiz bir an
6. "Yapacagim" dediginiz idealiniz ( yada basardiginiz)


Sevgilerle...